Herkesin Ramazan Bayramını en içten dileklerimle tebrik eder, sevdiklerinizle birlikte geçireceğiniz nice bayramlar dilerim..
BAYRAM FAZÎLETİ
Bayram günü âile, çoluk çocuk ve yakın akrabâna güzel ve güler yüzlülükle muâmele eyle! Ramezân ayında ayırmış olduğun zekâtını, bayram günlerinde fakîrlere ver! Oruc tutamıyan, fıtrasını verir (Feyziyye). [Sadaka-i fıtrını bir kişi için yarım sâ’ buğday olarak hesâb edip, kendinin ve fıtra nisâbına mâlik olmıyan küçük çocuklarının fıtralarını buğday olarak veyâ kıymeti kadar altın, gümüş, müslümân fakîrlere bayramın birinci günü bayram namâzından evvel ver. Namâzdan sonra ve Ramezânda vermek de câizdir.
[(Tergîbüssalât) da ve (Ni’met-i islâm) da diyor ki, (Zekât nisâbı mikdârı kadar her nev’ malı bulunan kimseye zengin denir. Bayramın birinci günü, fecr tulû’ ederken zengin olan müslümânın fıtra vermesi vâcib olur. Bu vaktden önce vefât eden veyâ fakîr olan kimsenin ve sonra îmân eden veyâ doğan ve zengin olanın vermesi vâcib olmaz. Önce îmân edenin ve sonra fakîr olanın fıtra vermesi lâzımdır. Bayram namâzından evvel vermek efdaldir. Nisâba mâlik oldukdan sonra, sene dolmadan fakîr olanın, zekât vermesi ise, afv olunmakdadır. Sadaka-i fıtr vermek, şâfi’îde, Ramezânın son günü, güneş gurûb ederken vâcib olur.)] Sâ’ (8) rıtl mercimek alan bir hacm ölçüsüdür. Bir rıtl 130 dirhem veyâ 91 miskaldir. Bir miskal hanefîde 4,8 ve şâfi’îde 3,45 gramdır. Yarım sâ’ buğday hanefîde 1748 gramdır. Şâfi’îde bir sâ’ 694 dirhem veyâ 1680 gramdır. Bir dirhem-i şer’î, hanefîde 14 kırat veyâ 3,36 gramdır. Şâfi’îde, 16,8 kırat veyâ 2,42 gramdır. Bir kırat, hanefîde 0,24 gram, şâfi’îde 0,144 gramdır. Bir Osmânlı altını 1,5 miskal, 7,2 gramdır. Kurbân nisâbı, fıtra nisâbının aynıdır. Bu nisâba, her nev’ mâl dâhil olur.]
FITR BAYRAMI GECESİ
Ramezân-ı şerîf ayının son günü ile bayramın birinci günü arasındaki gecedir. Mubârek geceler, islâm dîninin kıymet verdiği gecelerdir. Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, ba’zı gecelere kıymet vermiş, bu gecelerdeki, düâ ve tevbeleri kabûl edeceğini bildirmişdir. Kullarının çok ibâdet yapması, düâ ve tevbe etmeleri için bu geceleri sebeb kılmışdır. Kıymetli geceye, kendinden sonra gelen günün ismi verilir. Önceki günü öğle namâzı vaktinden, o gecenin fecrine kadar olan zamândır. Yalnız, Arefe ve üç kurban günlerinin geceleri böyle değildir. Bu dört gece, bu günleri ta’kîb eden gecelerdir. Bu geceleri ihyâ etmeli, ya’nî kazâ namâzları kılmalı, Kur’ân-ı kerîm okumalı, düâ, tevbe etmeli, sadaka vermeli, müslümânları sevindirmeli, bunların sevâblarını ölülere de göndermelidir. Bu gecelere saygı göstermelidir. Saygı göstermek, günâh işlememekle olur.
(Rıyâd-un-nâsıhîn) kitâbının yüzyetmişikinci sahîfesinde buyuruyor ki,
(İmâm-ı Nevevî, (Ezkâr) kitâbında diyor ki, (Gecenin oniki kısmından bir kısmını [bir sâat kadar] ihyâ etmek, bütün geceyi ihyâ etmek olur. Yaz ve kış geceleri için hep böyledir). [İbni Âbidîn, birinci cild, 461. ci ve üçüncü cildin 289. cu sahîfelerinde de bu konuda bilgi verilmişdir.] (Hakâyık-ı manzûme)de diyor ki, (Fıkh kitâblarında sâat demek, bir mikdâr zamân demekdir). İmâm-ı Nevevî, Şâfi’î mezhebinde müctehiddir. Hanefîlerin de, geceleri böyle ihyâ etmeleri uygun olur).
Huzur Damlaları…
(İslâm Ahlâkı) kitâbında buyuruluyor ki:
Cümle mü’minlerin bayramı beş nev’dir:
Birinci, odur ki, bir mü’minin sol yanındaki melek, kötü amel olarak yazmağa bir şey bulamazsa.
İkinci, sekerât-ül-mevtde, müjdeci melekleri gelip, merhabâ yâ mü’min! Sen Cennetliksin diyerek müjde ederlerse.
Üçüncü, kabre vardıkda, kabrini Cennet bağçelerinden bir bağçe bulursa.
Dördüncü, Kıyâmet gününde, Arş-ür-rahman altında, Enbiyâ ve Evliyâ ve ulemâ ve sulehâ ile birlikde gölgelenir ise.
Beşinci, kıldan ince ve kılıçdan keskin ve gecenin karanlığından dahâ karanlık, bin yıl iniş ve bin yıl yokuş ve bin yıl düz olan sırat köprüsü üzerinde, yedi yerde olan süâle cevâb verir geçerse. Eğer veremezse, her birinde, bin yıl azâb olunsa, gerekdir. O yedi süâl: Evvelki, îmândan. İkinci, nemâzdan. Üçüncü, orucdan. Dördüncü, hacdan. Beşinci, zekâtdan. Altıncı, kul hakkından. Yedinci, guslden ve istincâdan ve abdestden.
***
Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “rahmetullahi aleyh” buyurdu ki:
Arabî aylardan Şevvâl ayının birinci günü Ramazan
(Fıtr) bayramı, Zilhicce ayının onuncu günü Kurban bayramıdır. Ramazan bayramı üç, Kurban bayramı ise dört gündür. Bu günlere; günâhlar affedildiği ve müslümanların sevinçli, neş’eli günleri tekrar geri geldiği için
(İyd) yâni bayram denildi…
Fıkıh Bilgileri…
BAYRAM HAZIRLIĞI
Bayram öncesi, yiyecek ve giyecek için alışverişler, ev ve çevre temizliği yapılır. Çocuklara yeni elbiseler alınır. Fakir, öksüz ve yetimler sevindirilir. Bayram günlerinde herkes, temiz giyinir. Bayram namazından sonra, kabirler ziyaret edilir; geçmişlerin, akraba ve din büyüklerinin ruhu için Kur’ân-ı kerîm okunur, duâ edilir ve sadakalar verilir. Daha sonra da, aile büyükleri, dost, akraba, arkadaş ve tanıdıklar ziyaret edilir.
Bayram sabahı ve günlerinde şunları yapmak sünnettir:
1- Erken kalkmak.
2- Gusül abdesti almak.
3- Misvâk kullanmak.,
4- Güzel koku sürünmek.
5- Yeni ve temiz elbise giyinmek.
6- Namazdan önce tatlı veya hurma yemek.
7- Tek adette yemek.
8- Yüzük takmak.
9- Câmiye erken gitmek.
10- Giderken sessiz tekbîr söylemek.
11- Müslümanlara selâm vermek.
12- Güler yüzlü ve tatlı dilli olmak.
13- Müminlerle bayramlaşmak.
14- Fakirlere sadaka vermek.
15- Dargınları barıştırmak.
16- Akrabayı ziyaret etmek.
17- Din kardeşlerini ziyaret etmek.
18- Ziyarette hediye götürmek.
19- Kabirleri ziyaret etmek.
20- Misafirlere ikram etmek.
21- Çok duâ ve tevbe etmek.
22- Sevindiğini belli etmek.
23- Sadaka-i fıtrı, bayram namazından önce vermek.
Ramazan gittiği için değil, günahlarımız affolduğu için, büyük sevap ve nimete kavuştuğumuz için bayram yapıyoruz.
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
“Bayram sabahı Müslümanlar, namaz için câmilerde toplanınca, Allahü teâlâ, meleklere; “İşini yapıp ikmal edenin karşılığı nedir?” diye sorar. Melekler de; “Ücretini vermektir.” derler. Allahü teâlâ da;“Siz şahit olun ki, Ramazandaki oruçların ve namazların karşılığı olarak kullarıma kendi rızamı ve mağfiretimi verdim. Ey kullarım, bugün benden isteyin, izzet ve celâlim hakkı için istediklerinizi veririm.” buyurur.”
Peygamber efendimiz; “Ramazanın son günü Allahü teâlâ, oruç tutanları affeder.” buyurunca, Eshâb-ı kirâm, (Yâ Resûlallah, o gün Kadir Gecesi mi?) diye suâl etti. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
“Bilmez misiniz ki, iş yapana, işi bitirince ücreti verilir.”
Bu mükâfatları bilen bir Müslüman nasıl sevinmez ve bayram etmez ki? Bayram günleri sevinmek, neşelenmek gerekir.
Hadîs-i şerîfte; “Allahü teâlâ, Ramazanda dört sınıf insan hariç, herkesin günahlarını affeder. Bunlar; içki içmeye devam eden, ana-babasına âsi olan, sıla-i rahmi terkeden, mümin olmaktan ümidini kesendir.” buyuruldu.
Eğer bunlar tevbe ederse, Allahü teâlâ günahlarını affeder.
BAYRAM NAMAZI NASIL KILINIR?
Bayram Namazı iki rekâttir. Cemâatle kılınır, yalnız kılınmaz.
Birinci rekâtte Sübhâneke’den sonra eller üç defa kulaklara kaldırılıp, birinci ve ikincisinde iki yana uzatılır. Üçüncüsünde, göbek altına bağlanır. Fâtiha ve zamm-ı sûre okunup, rükû ve secdeler yapılır.
İkinci rekâte kalkılarak, tekrar Fâtiha ve zamm-ı sûre okunduktan sonra, iki el yine üç defa kulaklara götürülür. Üçünde de eller yana salınır. Dördüncü tekbirde, eller kaldırılmayıp, rükûa eğilinir. Secdeler yapılıp oturduktan sonra, selâm verilir.
(Usûl şöyledir: 2 salla 1 bağla, 3 salla 1 eğil)
İlgili