(Edebiyat ve Patates Turtası Derneği)
Bazı filmler vardır, seyrederken sona ersin istemezsiniz, tekrar tekrar seyredersiniz. Hatta filmin konusu ve replikleri yanı sıra dekorlarını arka plandaki ayrıntıları seyretmeyi sevdiğiniz filmler olur… Bu film benim için tam da bu kategoriye giriyor
Ayrıca toprakta tıpırdayan yağmur damlalarının sesini, taze çimen kokusunu, ve Irlanda aksanını seviyorsanız, bu filmi keyifle izleyeceksiniz diyebilirim… :)
Eserden ya da gerçek hayattan uyarlanan filmler kurgu filmlere kıyasla daha çarpıcı olabiliyor. Bu film de aynı isimli eserden uyarlanmış. 2018 yılında çekilmiş, şahsen arşivime dahil ettiğim İngiliz yapım soft-dram film. İyi ki seyretmişim. Kitabını okumayı şimdiden planlıyorum. Bakalım siz de aynısını düşünecek misiniz :)
Hikaye, 2. Dünya Savaşı sırasında İngiltere’ye Alman işgalinin olduğu dönemde geçiyor. Ana karakter genç deneme yazarı Juliet, her geçen gün başarılarına yenilerini ekleyerek okuyucularıyla buluşurken günün birinde Guernsey’de yaşayan genç bir adamdan mektup alıyor. Bu adam bir kitap okuma topluluğuna mensup olduğunu belirtiyor. Aradıkları fakat bulamadıkları bir kitaptan bahsederek bu kitabı temin etmesini mektubunda rica ediyor. Film aslında tam olarak bu noktadan sonra başlıyor :)
Juliet bu topluluğu ziyaret etmek için içinde çok kuvvetli bir istek duymaya başlıyor. Yakın tarihte büyük bir gazete ile imzaya oturmayı dahi erteleyecek bi iştiyakla ilk vapura bilet alarak Guernsey’e gidiyor… Bu insanlarla tanışmak ve belki de yeni yazıları için ilham kaynağı bulmak üzere adaya ayak basması ile hayatının bundan sonrası, öncesinden daha farklı bir patikaya kıvrılıyor…
Filmin sonlarına doğru bahsedildiği fakat bütününde hissedildiği üzere “Kitapların, insanları bir araya getirebilme”si her sahnede adeta nakışla işlenmiş. Dönemin kimliğini yansıtan mekanlar, eşyalar, kıyafetler ve renkler sizi o senelerin atmosferine dahil ediyor. Hantal ve duvarları eskimiş bahçeli kasaba evlerinden birinde, edebiyatta iz bırakmış satırlarının yankılanmasıyla; filmin kimliği oluşuyor…
“Kitap kulübündeki Cuma geceleri sığınağımız oldu. Gitgide karanlıklaşan dünyayı hissetmeni sağlayan gizli bir özgürlük.”
Bu toplulukta bir araya gelen karakterler, mahrum ve emniyetten uzak Guernsey gecelerinde tarihten kendilerine uzanan cümleler ile avunuyorlardı.
Bu günler elbette geçecekti. İçlerinde yeşermeye yüz tutan istikbal ümidi, bir araya gelip okudukları bu kitaplarla çiçeklenecekti…
Esasına bakarsanız filmin ana fikri, hayatımızın bir çok döneminde rastlayabileceğimiz bir başlangıç noktası niteliğinde…
“Yeni dünyaları görebilmek için sadece bir muma ihtiyaç vardır…”
Keyifle izlemeniz temennisiyle :)