Evet, dün akşam Bir Küçük Eylül Meselesi’ni izledim ve başlığı oradan esinlendim :) İsim hoşuma gitti, neyse sonu benzemesin..
Gelelim adı küçük kendi büyük Rize gezimize :) Evlendiğimizden beri her sene bir defa Rize’ye gideriz. Bu seneki gidişimiz de eşimin kuzeni Bedriye’nin düğünü vesilesi ile oldu. Genelde yaza denk gelir bu gitmelerimiz. Bir kere kışın gittik ve Ayder kış şenliklerine denk geldik. O da çok güzeldi. Rize’yi eşimin, annesinin ve ablasının anlattıklarından tanıyorum. Onların anlattıkları ve benim keşfettiklerim birleşince bu yeşil şehri daha çok sevmeye başlıyorum.
Rize’de tabii ki en sevdiğim yer köy. Çay bahçeleri (çay içilen değil, çay toplanan:) ) sabahın ilk ışıklarıyla uyanmak ama üzerinde hiç ağırlık hissetmemek. Çok farklı bir duygu. Sanki daha önce orada yaşamışım gibi… Ama bir o kadar da farklı.
Bu gidişimizde 2 gün kalabildik köyde. Eşimin teyzesinin evinde. Sabah kalktığımızda kuzinede ekmek pişirmişti. Mis gibi kocaman ekmeğin içine tereğı gömüp yedik :) İçine minci (lor peyniri gibi bir şey) de koyup yediler ama ben her peyniri yiyemediğimden onu da yemedim..
O sofradan kalktık, yine eşimin dayısının evine gittik. Orada da mısır ekmeği ve fırında alabalık vardı. Onu da yedim afiyetle:) Akşamına da hamsi pişmesin mi? Gelsin kilolar :)
Bu gidişimde ilk defa Andon Ilıcalarına da gittik. İncecik akan kaynak suyundan içtik şifa niyetine. Nurettin dayı bizim için mangalın başına geçti. Açık havadan mıdır, içilen sudan mıdır bilinmez bir danayı yedim orada sanırım :)
Rize gezimizin bir diğer güzelliği de, ilk defa kendi arabamızla gitmiş olmamızdı. Yolun uzunluğundan artık otobüs yerine uçağı tercih ediyor olsak da, kendi aracımızla gitmemizin tadı bir başkaymış :) İstanbul’dan Kastamonu’ya geçip orada 1 gece kalıp (ah keşke daha çok kalabilseydik..) oradan sabah hareketle geze geze Rize’ye varış. İlk defa Samsun sahilinde gezme fırsatımız da oldu. Amazon koyu adı verilen parkta biraz dinlendik. Gerçekten güzel yerdi.
Hep gezilecek yerleri Ege ve Akdeniz’de sanırız. Ama bu algı son yıllarda biraz da olsun değişti. Karadeniz sahil yolu ve üzerindeki şehirler o kadar güzel ki. En çok Ordu’daki teleferiğe binemediğimize üzülüyorum. O da bir başka sefere artık.
Rize’de ne yazık ki üzücü bir haber aldım.. Alzeimer hastası olan babaannem biz Rize’ye vardığımızda Gönen’de vefat etmişti.. Allah mekanını cennet eylesin inşallah. Cenazesine yetişemediğime çok üzüldüm. Ancak dönüşte mezarına gitmek nasip oldu.
İşte bu sene de Rize gezimiz böyle geçmiş oldu. Farklı bir tat, farklı bir dokuyla :) Bakalım Allah nasip eder de seneye de gidersek onu da yazarım..
O kadar çok fotoğraf çekmişim ki, yazının içine koymak istemedim. Aşağıda bir galeri oluşturdum, hepsine tek tek bakmanızı tavsiye ederim :) Ayrıca Flickr adresime de fotoğraflar yükledim. Mutlaka görmelisiniz! :)
3 Comments
Yemyeşillll ve çok güzell.. Hayallerimin biri de uzuun bi Karadeniz turu yapmak. Sayende ilk kısmını yaptım :)
Çok yeme sebebin, hem hava hem su hem de yiyiceklerin doğallığı, hepsi bir arada yani :) Kilo olmamıştır merak etme hih:))
Kadrajına sağlık :P
Ben de yiyemem öle kokulu peynirler..
Öncelikle başın sağ olsun. Hiç gitmediğim yerdir Rize… İştah açan fotoğraflar…Aynı anda okuyup ne varsa yedim ama o ekmeklerde hala gözüm var biline :)
Doğa harika görünüyor.