CİNAYET TOHUMU / Bölüm 36

Radyo binasının bahçesinde geçen tüm konuşmalar, Başar’ın cebindeki dinleme cihazı sayesinde, emniyet güçlerine naklen dinletilmişti. Pamir, Pusat’ı emniyete getirdikten sonra, bina karantina altına alındı. Lalelerin imha edilmesi için özel bir ekip görevlendirildi. Ekip görevinin başına geldikten bir süre sonra, Eyüp Çocuk Yuvasının kayıp bekçisinin cesedi, lalelerin arasında bulundu. Pusat Ilgaz, bekçiyi öldürdüğünü açıkça itiraf etti.

“Asım, Sara’yı yurdun dışında bekliyordu. Bekçi, Sara’nın çıktığını ve Asım’ı görmüştü. İkisini takip etti. En arkada da ben vardım. Ayağımıza dolandığı için bayıltıp radyoya getirdim. Kimse duymadan, lale dallarından biriyle onu boğdum.”

  Pusat Ilgaz, kasten ve isteyerek adam öldürmekten ve adam öldürmeye teşvik, yardım, yataklıktan ayrı; çocukları kandırıp kullanma suçundan ayrı, Ahsena’yı kasten zehirleme suçundan ayrı ve Serhat Seyisoğlu’nun iki yıl önceki davasından ayrı yargılanacaktı. Serhat Seyisoğlu’nun galerisindeki arabaların patlamasına neden olmuş ve Serhat Beyi katil olmakla o suçlamıştı.

  Pusat’ı savcılığa teslim etmeden önce Ercan ve Meltem’in önüne attı, Pamir. Çocuk katilinin cezasını en iyi bir anne verebilirdi. Sorgu odasının kamerasını ve kendi gözlerini kapattı. O odada olanlar anne, baba ve çocuklarının katili arasında kaldı.

  Ulus ailesiyle kalmadı bu olay. Sırada Limoncuoğlu ailesi vardı. Çocuklarını kaybeden tüm ailelerle, Pusat’ı karşı karşıya getirdi. Fakat Lalehan Arasın’ın oğullarıyla görüştürmedi. Kanları deliydi, çocukların geleceğiyle oynayamazdı. Alptekin Gündoğan bile gelmişti Pusat’la yüzleşmeye.

 Aileler emniyetten çıkarıldıktan sonra, Pamir bir daha çöktü Pusat’ın tepesine. Bu kez kamera kayıttaydı.

“Seni ve Erdem’i hiç unutmadım, Pamir. Yurttan ayrılıp kendi ayaklarımın üstünde durduktan sonra, Rıza Dedemin formülünü çözdüm. Bunun için kimya dersleri bile aldım. Yaşamak için hiçbir zaman amacım olmamıştı ama o formül beni hayata bağladı. İçine öyle çok girdim ki, çocukların anlattığı o cennete ben bile inandım. İnanmak istedim…

 Biliyor musun, her zaman en çok annemden nefret etmiştim. Beni o bıraktı sandım. Halbuki babammış asıl mesele. Adımızın benzediği gibi, kaderimiz de benziyor be Eski Dostum! Sen de annenden nefret ediyorsun. Babandan haberin bile yok. Bence senin de baban ün sahibi bir adam ve adı batmasın diye, annenle seni batırdı. Tıpkı benim hikayem gibi. Çünkü bizler, babaları tarafından istenmeyen çocuklarız. Ama hatayı annemizde buluruz.” Dudağından sızan kanı silip gülümsedi Pusat. “Yaşama sebebim olsun diye uydurdum Lale Cennetini. Bir inancım olsun istedim, tutunacak bir dal misali. Beni seven insanlar istedim. Kendim gibi istenmeyen, sevilmemiş çocukları bulursam; kendi dünyama çeker ve ailem yaparım diye düşündüm. Başlarda hakikaten tek istediğim sevgiydi. Onların sevgisi… Ama sonra Ahsena girdi hayatıma. Yanıldın. Bana geldiğinde kardeşim olduğunu bilmiyordum. Kardeşim olduğunu bildiğim bir kadınla yatacak kadar midesiz bir adam değilim. Zehirli olabilirim, öldürüyor olabilirim ama hayır, kardeşine aşık olacak kadar iğrenç değilim. O çiftlikte yaşamaya başlayana dek gerçeği bilmiyordum. Zaten onun kardeşim olduğunu öğrendikten sonra, çok masummuş gibi ‘evlenmeden olmaz’ lafının arkasına saklanıp bedenimi bedeninden uzak tuttum.

 Çiftlikte onunla birlikte yaşamaya başladıktan bir süre sonra bir kutu buldum. Atların olduğu bölümdeydi. O kutu anneme aitti. Her şeyi o kutudan öğrendim. Dokuz ay boyunca beni nasıl koruduğunu, beni sevdiğini… Anneme ve bana ait birkaç eşya vardı kutuda. Bir bileklikti tanımamı sağlayan. Annem bana hamileyken, ikimiz için bileklik yapmış. Aynısından hem kendine hem bana. Kundağımın içindeydi bileklik. Bir gün annemi, o bileklikle bulacağımı hissediyordum.

 Başlarda Ahsena’yı sevmiştim, beni seviyor oluşunu sevmiştim. Belki de şu saçma kardeş geninden dolayıydı sevgim. Tabi senin benim gibi adamlar sevgisiz büyüdüğü için sevgi türlerini bilmiyoruz, her sevgiyi aşk sanacak kadar cahiliz bu konuda. Bu nedenle Ahsena’yı tanıdığımda hissettiğim o sevginin ne olduğunu bilmiyorum. Ama sonra onun beni sevmesinden tiksindim. O da en az benim kadar zehirli ve hastalıklı!

 Kutuyu bulup, geçmişimi deşince.. Nefret ettim ondan. Hayatımı çalmıştı O! Annesi annemin, Ahsena benim hayatımı çalmıştı. İşte bu andan sonra içimde kırıntı kadar sevgi kalmadı.

 Bu büyük planı yıllar önce yaptım. Rıza dedemin formülünü geliştirdim. Ölüm sebeplerini çeşitlendirdim. Hepsini deneyecek ve denerken eğlenecek bir plan hazırladım. Kurbanlarımın beni seçmesini sağlayan büyük plan…

 Radyoyu açarken yoktu böyle fikirlerim. Geçmişimdeki Pusat’a benzeyen çocuklarla sohbet etmek için açmıştım radyoyu. Öteki radyo programcıların bu planımla alakası yok. Onlar sadece ekmek parası için oradalar.

 On iki kurban seçtim. Bu benim baş yapıtım olacaktı ve imzamı atmalıydım.

 Şiirleri severim, çocukluğumdan beri sevdiğim ve sevgimi değiştirmeyen tek şey şiirdir. Bu yüzden akrostişle imza attım.

 İlk üç kurbanıma ANNE ismini koyduğum ölüm oyununu hazırladım. Striknin kreatinin Lale tohumuna karışımından oluşan zehir sayesinde kalp krizi geçirip öldüler.

 Sonraki üç kurbanımda BABA isimli oyunu uyguladım. Striknin kreatin ve Tabun, tohumla birleşti. Üçünün birleşimi kanlarına karışınca hakimiyetlerini kaybedip, zıvanadan çıktılar. İntihar edene kadar kendilerine zarar verdiler. Kontrolü elden kaybettirip, intihara sürükledi zehirlerin karışımı.

 Üçüncü ölüm oyunuma KARDEŞ adını verdim. Sodyum Siyanit’in tohumla birleşimi deriye temas ettikten kısa süre sonra soluklarını kesip canlarını aldı. Armağan yeterince acı çekmişti, Arcan onun hayatını çalmıştı. Arcan acı çekerek ölsün istedik, onu intihara ittik. Armağan bir anda acısız ölmeliydi.

 Gelelim son oyuna… İşte ona PUSAT ILGAZ adını verdim. Ölüm nedeni bilinmeyecek. Zekai’nin otopsisinden bir şey çıkmayacak. Çünkü otopsi yapabilecekleri organları yok. Bitti, çürüdü, yok oldular! Buna hangi zehir mi sebep oldu? Bunu asla bilemeyeceksiniz. Hiçbir kimyager bulamayacak. Çünkü dedemin formülünü yazdığı iksirdi o. Kendi bulduğu zehirdi. Tarihin yazmaya korktuğu zehir.

 Ben o zehre oyunum adını verdim. PUSAT ILGAZ zehri vücuda on gün önce ve on saniyeliğine temas ediyor. Zekai, Pervin’e laleleri verip, bileğine doladığından emin olunca; kendi lalelerini de bileğine doladı. On saniye sonra çıkardı. On gün sonra iç organlarının tamamen tükenmesi sebebiyle öldü.

 Aynı zehri Ahsena’ya ve bahçedeki bebek Şahin’e de uyguladık. Ahsena’nın mükemmel planımı çözdüğünü biliyorum. Sesini çıkarmadı, kardeş olduğumuzu anladığında da susmuştu. Bana olan aşkı, çenesini kapatmıştı. Ne büyük, ne iğrenç bir aşk! Kardeş kardeşe aşık olabilir mi, Pamir? Ahsena bir salak, onun kadar salak ve midesiz insanlar neden yaşıyor ki zaten? Kardeşim olduğunu anladığım an duyduğum o sevgiden iğrendim, etimle kemiğimle tiksindim. Ama o bilmiyormuşçasına devam etti. Onun aşkı devam ettikçe nefretim arttı, bu yüzden planın bir parçası yaptım, kurbanlarımdan biri oldu. Dokuz gün önce ona laleleri götürdüm. Biri beyaz, biri kırmızı. O aşk yüzünden ölüyor! Hastalıklı kardeş aşkı yüzünden! Ölmeyi zaten hak ediyordu. Ona, ‘Benim için ölür müsün, Bebeğim?’ diye sordum. Düşünmedi bile. Direk ‘evet’ dedi. ‘Bunları on saniye bileğine takar mısın?’ diyerek laleleri uzattım. Soru sormadı, on saniyeliğine taktı. Zehir, yarın onu öldürecek.

 Ve sekiz gün önce, iki beyaz laleyi Şirin’e verdim. Tek istediği kardeşiyle beraber toz pembe bir hayattı. Ailesi önce Şirin’i, sonra da doğunca kardeşi Şahin’i bırakmıştı yurda. Şirin’in kaldığı yurdun bilgilerini ondan al. Orada çocuklara eziyet ediyorlar. Şirin’in vücudunda darp izleri var. Sana yalan söylemiyorum. Araştırın ve kapattırın o yurdu. Şirin bu yüzden geldi zaten. Daha fazla katlanamadığı için. Kardeşi de dayak yemesin diye.

 Pazartesi günü, Şahin ölecek. Ahsena’yı ve Şahin’i kurtaracak hiçbir tedavi, hiçbir ilaç yok. Onlara anca panzehir gerekir. Onu da bilmiyorum. Ben sadece öldürmeye programlanmışım. Kurtarmak benim işim değil.

 Sen de kurtaramazsın Pamir. Ahsena ve Şahin bebek ölecek. Onlar ölecek ki, PUSAT ILGAZ A.Ş GURURLA SUNAR yazacak.”

Yazıyı beğendiyseniz bir yorum bırakın: