CİNAYET TOHUMU / Bölüm 37

  Pamir, Pusat’ın yanından çıktığında yüzü kireç gibiydi. Sedat Amir sırtını sıvazlayıp, “Tek kişilik dev bir örgütü çökerttiniz, evlat,” dedi.  

 Pamir başını gayri ihtiyarı sallayarak, “Lale örgütü,” diye mırıldandı. “Bugün sevindiğim tek şey neydi biliyor musunuz, Amirim?”

 Pusat’ın tutuklanmış olması mı? Buna seviniyordu elbet. Ama Pamir’i esas sevindiren, ‘iyi ki’ dedirten sebep, Erdem’in ölmüş olmasıydı. Bugünkü sorguda olmaması…  

 İçini titreterek nefes aldı Sedat Amir ve konuyu uzatmadan herkesi evine yolladı. Başarmışlardı. Oyunu bitirmişlerdi.

  Evine girmek üzereyken telefonu çaldı Pamir’in. Ekrandaki numara tanıdık değildi. Telefonu açarak kulağına götürdüğünde Asım’ın tanıdık sesi yankılandı. Pamir’i aramıştı, çünkü anlatması gereken bir hikayesi vardı ve bu hikayeyi yalnızca Pamir bilecekti.

 “Pusat Ilgaz A.Ş Gururla Sunar programını, kardeşimi vereceklerini duyduğumda buldum. Pusat Abi o kadar güzel bahsediyordu ki Lale Cennetinden.. İnandım. Ben çocuğum, be Pamir Abi! Üstelik kardeşini korumaya çalışan bir abiyim. Onun için en güzeli olsun istedim ve öyle yaptığıma inandım. Ama sonra sen ve o iki arkadaşın geldiniz. O zaman işlerin ters gittiğini anladım. Kardeşimin cesedini görünce…

 Sara’nın cansız bedenini görünce ona sordum. ‘Ruhumuz tohum oluyor, bedenimizi gömüyorlar’ dedi. Bu cümlesi onu ele verdi. Aptallık ettiğimi anladım. Sana anlatmak istedim ama yapamadım. Korktum.. Bana katil dersin diye..

 Ben kardeşimi öldürmek istememiştim. O güzel yaşasın, mutlu yaşasın istemiştim. Ama Pusat Ilgaz, onu bana öldürttü. Biliyorum. Ama onların arasından öylece çıkamazdım. Madem O bize sevdiklerimizi öldürtüyordu… Ben de onun için bir tuzak kurdum. Onu kendi tuzağına düşürdüm. Ama O bunu anlamadı.

 Şahin’i lalelerin içine Şirin koymuştu. Onu hep lalelerin içine koyardı. Huzurlu oluyormuş orada, öyle diyordu. Şahin’in bileğine dalı on saniyeliğine dolarken Şirin, hepimiz yanındaydık, o masada. Pusat abi, ‘Bu lale farklı, on saniye kalsa yeter’ demişti. Tuzağı o laleyle kurdum. O laleyi aldığı yer hafızamdaydı. ‘Dört farklı tohum var’ demişti. Dört ayrı bölüm vardı bahçede. Tuzağı kurdum, radyoya onu ziyarete gittim. Ona çaktırmadan oradan lale aldım ve siz gelmeden önce bugün, sanki dışardan getiriyormuş gibi ona verdim. Hepimizi mutlu etmek için takmasını istedim. Kendi lalesi olduğunu bilmediği için taktı. Seni bunun için aradım Pamir Abi: Pusat Ilgaz on günü dolduğunda ölecek.”

Asım kardeşini bilerek öldürmemişti, ona katil diyemezlerdi ama şimdi durum değişmişti. Asım Pamir’e Pusat’ın katili olduğunu açıkça itiraf ediyordu. Başkomiser ne diyeceğini bilemedi, meslek hayatında ilk defa dibe battığını hissediyordu. Gözlerini yumdu ve bu itirafı hiç duymamış olmayı diledi.

Yazıyı beğendiyseniz bir yorum bırakın: