Geçtiğimiz haftalarda anneciğim ve babacığım bizdeydi. Haftasonu onlara İstanbul’u gezdirelim diye dışarı çıktık.
Doğruyu söylemek gerekirse soğuk ve yağmurlu havalarda İstanbul hiç çekilmiyor. Haftasonu trafiği de cabası. Şansımıza hafta içi yüzünü gösteren güneş haftasonu kayboluyordu.
Nereye gitsek diye düşünürken benim aklıma Yıldız Korusundaki Malta Köşkü geldi. Köşkün atmosferi çok güzel, hem yağmurlu havada güzel olur diye düşündüm. İyi ki de gitmişiz. Köşkün sahlebi harikaydı. Yağmurda o köşkte oturduğumu hayal ettim. Orası benimmiş güya, bir odası da olsa :) Camın kenarına bir masa atar bütün gün çizerdim de çizerdim. Ara verdiğimde de kahvemi içerken yağmuru seyrederdim.. Diye hülyalara daldım.
Tabi köşk bizim değildi ve bütün günü orada geçiremezdik. Yakınlarda ne var diye düşündük. Beşiktaş’ta Hatay döneri yediğimiz yer geldi aklıma. Yağmurda çarşıyı pek gezemesek de (Beşiktaş çarşı çok güzeldir..) Hatay döneri muhteşemdi. Bu benim 2. gidişim. İlkinde eşim ısrar etmişti bir kez ye bir daha isteyeceksin demişti. Hakikaten tadı damağımda kalmıştı. Çıktığımızda yağmur devam ediyordu. Yemeğin üzerine bir künefe iyi gider diye düşündük. Yine orada meşhur bir yer varmış orada da künefe yedik mi? Eve yürüyerek dönsek olacaktı. O kadar şiştik.
Ertesi gün yine nereye gitsek acaba diye düşünmeye başladık. Ben bu sefer fikir söylemeyeceğim sen götür dedim eşime. Çünkü ne zaman sahilden gidelim desem trafik tıkanır. Ben çok stres olurum, sorumluluk almaktan da hoşlanmam. O da tamam dedi, bastı gaza gidiyoruz. Meğer İstinyepark’a gidecekmişiz. Biz her zamanki gibi sapağı kaçırdık. Ama bu kaçırma çok güzel bir şeye vesile oldu.
Kendimizi Kireçburnuna giderken bulduk. Madem yolu kaçırdık, Kireçburnuna gidelim, sevdiğimiz dizi Leyla ile Mecnun’un çekildiği yeri de annemlere gösteririz. Biz öylesine gittik, sahilde fotoğraf vs çekiniyoruz. El sallıyoruz İsmail abi stayla. Sonra biraz ileri gidelim tam İsmail abi ile Mecnun’un buluştuğu yere derken baktık orada bir kalabalık. Meğer o gün set günüymüş. Biz de bir sevinç. Çığlık atacağız neredeyse. Çünkü daha önceki gidişimizde denk gelememiştik sete. Şimdi sevinçten ağlayacağız..
Hemen çekimi izlemeye başladık. 2-3 tekrar çektiler. Biz çekim ne zaman, ara ne zaman verildi anlayamıyoruz. Öyle seri oluyor ki her şey. Zaten kalabalık. Bizim gibi dizinin hayranları meraklı meraklı izliyor. İzlediğimiz çekim bu hafta yayınlacak. Ama malesef ben fotoğraf paylaşamıyorum. Çünkü çok özel bir bölüm. Yayınlandıktan sonra ben de yayınlarım.
Annem ve babam bizim bu sete neden bu kadar sevindiğimizi anlamadılar tabi: ) Onlar bizi Tarihi Kireçburnu fırınında beklediler. Yazık canları da sıkılmış biraz : ) Ama ne yapalım seti bulmuşuz kaçırırmıyız?
Aslında ben ilk başlarda Leyla ile Mecnun’u pek sevmezdim. Hatta ilk sezon hiç izlemedim. Sosyal medya çalkalandı ama ben dönüp bakmadım bile.. 2. sezon da biraz izledim. Sanırım ilk başrol Leyla’ya pek ısınamamıştım. Sonra 3. sezon Melis Birkan gelince, tamam dedim ben bu diziyi izlerim. 1-2 izledim. Baktım dizi güzel. Biraz absürd tabi normal olması beklenemez: ) Mesela sigara içilmiyor onu temsilen sakız çiğneniyor. Bir de sıcacık mahalle havası var ya. İşte diziyi sevmemdeki en büyük neden. Kireçburnu’na da gidip gördük. Hakikaten çok şirin bir yer. Belki en çok o yüzden izliyorum diziyi. Eşim benden önce başlamıştı izlemeye. O da blogunda güzel bir yazı yazmış bununla ilgili.
Benim de çenem düşmüş, yazmış da yazmışım. Normalde bu kadar uzun yazmam hayır olsun inşallah : )
Kısacası, haftasonu yağmur da olsa, çamurda olsa güzeldi. Ama siz siz olun haftasonu araba ile dışarı çıkmayın.. Hiç akıllıca bir seçim olmuyor benden söylemesi..
3 Comments
Hello …
Here is a very beautiful and memorable.
Here is one of the streets in Istanbul?
hayırlı günler…sitenizi tesadüf eseri keşfettim ve vakit buldukça paylaşımlarınıza eşlik etmek istiyorum…
merhaba bende lm dizi setine gitmek istiyorum haftasonu çekim yapılıyomu? geri dönerseniz sevinirim ethemkocak@gmail.com mail atabilirseniz sevinirim şimdiden teşekkürler..