Yavaş yavaş yenen yemekleri.. Uzun uzun sofrada oturmayı. Harala, gürele bir yere yetişirmiş gibi değil, sindire sindire, keyif alarak..
Yeni şeyler keşfetmeyi.. Rutinler boğar beni.. Hep yeni bir şeyler yaparken bulurum kendimi. Sürekli yaptığım makarna tarifi bile aynı kalmaz.. Değişik tatlar, yeni yerler hep ilgimi çekmiştir..
Bir yere gideceksek mutlaka öncesinde araştırma yaparım. O yerin nesi meşhur, neresini görmeli. Eğer oradan döndükten sonra farkedersem çok üzülürüm.. İçime oturur..
Etnik unsurlar hep ilgimi çeker. Farklı kültürleri araştırmaktan çok keyif alırım. Eşim Rize’li, onun sayesinde karadeniz insanını çok iyi tanıdığımı düşünüyorum.. Bazen bana ters gelen noktalar olsa da, karadeniz insanını çok severim.. Diğer tüm bölgeleri ayrı severim..
Balık yemeyi severim.. Geçen seneye kadar bilmezdim bu sevgimi. Hep mesafeli durmuştum. Ama şimdi, bir kilo balığı tek başıma yerim neredeyse. Balık sevgim nasıl gelişti ben de bilmiyorum, ama severim.
Çiçek desenini çok severim.. Evlenmeden önce bu sevgim ortaya çıksaydı evin her tarafı çiçek deseni olurdu sanırım. Evlenmeden önceki alışverişlerimde çiçek desenine hiç rastlanmazken şimdi evi çiçek deseni ile doldurma telaşı içindeyim.. Zevkler ve renkler değişebiliyor demek ki..
Çizmeyi severim.. Beni dinlendirir.. Çok kızgınsam, kırgınsam, canım sıkılmışsa bir kalem kağıt yeter o halimin dağılması için.
Hediye almayı da, vermeyi de çok severim.. Paketli hediyeler favorimdir..
Nedense böyle bir yazı yazmak geldi içimden. Belki ileride okur, ne değişmiş muhasebesini yaparım..
1 Comment
ben de seni severim <3
paketleri hediyeler almaya bayılırım,hediyeleri paketlemeye bambayılırım :))
bence çiçek sevgisi etrafımızda greengate başta olmak üzere english home vs. sitili yüzünden gelişti. önceden yoktu bu kadar çok dekor vs.
kovayız ya benziyoruz pek çok noktada :*