Bond filmlerine olan ilgim, ilk kez eşimle birlikte gittiğimiz Casino Royale ile başladı. Eskiden sıkıcı birer aksiyon filmden ibaretken şimdi yeni Bond maceraları nasıl olacak acaba diye merak ediyorum. Son filmi Skyfall’ın çekimlerinin bir bölümü İstanbul’da geçince bu merakım katlandı. Film gösterime girdikten bir kaç gün sonra kendimizi sinemada bulduk. Hatta bizimle birlikte arkadaşlarımızı da sinemaya sürükledik :)
Film Hakkında
Bundan sonrası film hakkında biraz fazla bilgi içeriyor, baştan belirteyim.
Film Adele’nin müthiş yorumuyla Skyfall şarkısı ile başlıyor. Bond filmlerinin başlangıçlarını seviyorum.
Daha sonra İstanbul’daki hareketli sahneler ile devam ediyor. Bond Eminönün’de kah çatıların üzerinde kah trenin üzerinde bir kovalamaca ile başlıyor maceraya. Güzel bir başlangıçtı kabul etmeliyim. Biraz nefesleri kesiyor.
Kovalamacanın sonunda Bond ölüyor, yani öyle sanıyoruz. Sonra anlıyoruz ki ölmemiş ve deniz kenarında tatil yapıyor.
Ama aksiyon burası ile sınırlı kalıyor malesef. Ardından daha yavaş bir tempoda ilerliyor. Daha duygusal daha mesaj içerikli bir filmle karşı karşıya kalıyoruz. İtiraf etmeliyim ki filmin sonunda uykum geldi.
Bir çok Bond röportajında okuduğum kadarıyla bu filmde daha espirili bir dil kullanılmaya çalışılmış. Bunu filmin bazı yerlerinde hissediyoruz. Bir de sürekli karakterlerin artık yaşlandığından söz edilmesi. Mesela M için artık sen yaşlandın mesajı verilmesi. Bir sonraki Bond filmi nasıl olacak oldukça merak ediyorum.
Bond filmlerini seviyorsanız tabii ki serinin devamı olan bu filmi izleyeceksiniz. Bu filmle birlikte Bond’un 50. yılı olduğunu da hatırlatayım. Çok fazla aksiyon beklemeden giderseniz iyi olur. Yine de sahnelerin güzelliği nedeniyle sinemada izlenmesi gereken filmler kategorisine ekliyorum bu filmi.
Skyfall ve eski Bond filmleri hakkında güzel röportaj ve dosyaların olduğu Yergösterici Kasım sayısını oldukça doyurucu buldum. Okumak isterseniz tık tık.
Adele’nin yorumu ile Skyfall şarkısıyla veda edeyim:
