SARI ORKİDE

güçlü kadınlar

“Sarı Orkide Dostluğun, Yeni Başlangıçların ve Kadının Gücünün Sembolüdür.”

GİRİŞ

15 Temmuz 2016

  Önce gözyaşlarını sildi kadın, sonra dudağından sızan kanı. Evim bile diyemediği ‘Koca Evi’nin kapısı yüzüne kapatılmıştı. Tek istediği hava daha fazla kararmadan Üsküdar’daki koca evinden, Fatih’teki baba evine varabilmekti.

 Boğaz köprüsündeki askeri araca uzun uzun baktı. Eli sürekli karnındaki minik bebeğindeydi. Askerin niye köprüde olduğunu düşünebilecek kadar bile hali yoktu. Bebeğine bir şey olmadan kendini annesinin kollarına atmak istiyordu.

 Yol boyu, kocası kadar zalim olan babasının evde olmamasını diledi.

 Rus ruleti gibiydi kadının hayatı. Alkolik bir baba, sinirini kontrol edemeyen bir koca arasında hayatta kalmaya çalışıyordu. “Kızlar annelerinin kaderini yaşarmış,” bu söz hayatının orta yerinde yankılanırdı. Kendisi annesinin kaderini yaşıyordu. Ya karnındaki de bir kızsa ve aynı hayatı yaşarsa? Bir kızı olsun istiyordu. Çocukluğundan beri hep ‘kız annesi’ olmanın hayalini kurmuştu. Ama şimdi hayalinden korkuyordu. Yaşadıklarını küçük kızının yaşamasını istemiyordu.

 Bindiği otobüs bin bir zahmetle Fatih’e vardığında, sokaklar insan seline dönüşmüştü. Zaten kalabalık olan Fatih sokakları, şimdi mahşer yeri gibiydi. Otobüsten indi kadın. Eve varana kadar belki yüzlerce insan çarptı ona. Hayatının en zor yolculuğu olmuştu ama karşısında annesini gördüğünde hepsi ardında kaldı.

  Birkaç gün sonra babasının ve kocasının sesiyle yataktan fırladı kadın. Gecenin bir yarısı, kocası babasının evini basmıştı. Pencereye koştu. Bir canavara benzeyen kocasının elinde balta vardı. Babası o gece nasıl olduysa içmemiş, ayıktı. Kimse iki adamın arasına girmiyor, önce hangisinin öleceğini izliyordu.

 Üstüne başına aldırmadan sokağa fırladı kadın. Kocasının havaya kaldırdığı balta babasına inmek üzereydi. Hayatında bu iki adamdan nefret ettiği kadar kimseden etmemişti ama yine de babasının ölüsünü görmeye hazır değildi. Kocası, babasının kızını kaçırıp alıkoyduğunu iddia ediyor; karısını istiyordu. Sanki hamile karısını dövdükten sonra sokağa atan kendi değilmiş gibi… Babasıysa artık ona vereceği kızı olmadığını söylüyor, çocuğuna acıması gerektiğini haykırıyordu. Sanki yıllarca tüm parayı içkiye yatıran ve çocuklarına acımamış olan kendisi değilmiş gibi…

 Kocası ve babasının arasına kendini siper eden kadın, nereden ve neyden geldiğini anlamadığı bir darbeyle yere serildi. Kadından sızan kan bebeğini de alıp götürmüştü.

 Kadının bayılmadan önce söylediği tek kelime olmuştu, kimsenin duymadığı beş harf : “Eylül.”

  Ben, Eylül Akça Gönay. Size bahsettiğim bu kadın, benim en yakın arkadaşım Mehtap. Ve bu, “GÜÇLÜ KADINLAR” serimin ilk hikayesi: “Sarı Orkide”.

5 Comments

  1. Nefise says:

    Yeni bölümü nasıl bekleyeceğim şimdi? Daha şimdiden hikayenin bağımlısı olacağım gibi duruyor. O kadar iyi yazılmış ki. Gerçek bir hikaye olmasıyla da insanı daha çok etkiliyor. Kalemine sağlık!

  2. Kübra says:

    Yine harikasınız Ayşenur Hanım özlemiştik sizi .Hikayenin devamını bekliyoruz🥰

  3. Müleyke says:

    Yine tek solukta okuduğum bir Ayşe Nur yazısı… ❤️ bir sonraki bölümü sabırsızlıkla bekliyorum 💛💛

  4. Esma says:

    Tek kelimeyle süper 🤩

  5. Hilal says:

    Yine heyecanla bekleyeceğim mükemmel bir hikaye😍gerçek hikaye olması ayrı bir etkiliyor…
    Süpersinn👏🏻👏🏻👏🏻

Yazıyı beğendiyseniz bir yorum bırakın: