Plastik hayatın her yanını sarmış durumda. Sabah uyanıp yüzümüzü yıkadığımız sabundan, akşam eve dönerken aldığımız ekmeğin poşetine kadar her yerde karşımıza çıkıyor. Bu durum hem doğayı yoruyor hem de insan sağlığına dokunuyor. Çoğu zaman farkında bile olmadan plastikleri eve sokuyoruz. Oysa plastik atıkları azaltmak sanıldığı kadar zor işler değil. Küçük değişimler, basit tercihler büyük farklar yaratır. Pahalı ürünlere veya karmaşık yöntemlere gerek yok. Sadece bakış açısını biraz değiştirmek yeterli. Evde, çarşıda veya atacağınız ufak adımlar, çöp kutusunun daha az dolmasını sağlar.
Doğaya yük olan bu malzemeden kurtulmak isteyenler için pek çok yol var. Bu yollar zamanla alışkanlığa döner. İlk başta zor gibi gelse de bir süre sonra eliniz kendiliğinden doğru olana gider. Hayatı sadeleştiren ve plastik tüketimini düşüren o yöntemler.
Alışveriş Sırasında Yapılan Değişiklikler
Her şey market kasasında veya pazar tezgahında başlar. Eve giren plastiğin büyük kısmı buralardan gelir. Alışveriş yaparken biraz dikkatli davranmak, atık miktarını yarı yarıya indirir.

Bez çanta ve file taşıma alışkanlığı
Eskiden herkes alışverişe kendi filesiyle giderdi. O günler geri gelmeli. Market kasasında her seferinde naylon poşet istemek yerine, yanınızda bir bez çanta bulundurun. Bu çantalar katlanınca cebe bile sığar. Ağırlık yapmaz, yer kaplamaz. Dışarı çıkarken kapının yanına veya arabanın torpidosuna bir tane koyun. Böylece unutsanız bile elinizin altında olur. Pazar alışverişlerinde ise tekerlekli arabalar veya sağlam fileler işi çok kolaylaştırır. Meyve sebzeyi tarttırırken incecik poşetlere doldurmak yerine, evden getirdiğiniz keseleri tezgaha uzatın. Satıcılar buna alıştı artık, kimse garipsemez. Doğa dostu alışveriş için bu ilk adımdır.
Açık ürünleri tercih etme
Reyonlarda paketlenmiş ürünler göze hoş gelir ama hepsi birer çöp adayıdır. Üç tane elma için strafor tabak ve streç film almaya gerek yok. Mümkün olduğu kadar açık satılan ürünlere yönelin. Bakliyatları, kuruyemişleri kendi kavanozunuza veya bez kesenize doldurtun. Bazı dükkanlar buna izin verir. Ambalajsız ürünler hem daha tazedir hem de eve gelince paketi açıp çöpe atma derdi olmaz. Plastik kaplı domatesler yerine, kasadan seçerek almak daha mantıklı.
Mutfakta Plastiksiz Bir Düzen
Mutfak, evin en çok atık çıkan yeridir. Yemek yaparken, saklarken veya temizlerken sürekli plastiklere el atarız. Burada yapılacak değişimler sağlığı doğrudan etkiler. Gıdaların plastikle teması, sıcakla birleşince istenmeyen durumlar doğurur. Bu yüzden mutfakta doğal malzemeler seçmek en doğrusu.
Cam ve çelik saklama kapları
Artan yemekleri saklamak için plastik kaplar çok yaygın. Ama cam kaplar çok daha sağlıklı. Yemeklerin tadı bozulmaz, koku sinmez. Dolaba koyarken içinin görünmesi de işi kolaylaştırır. Plastik kaplar zamanla aşınır, çizilir ve içine mikrop dolar. Cam ise yıllarca sapasağlam kalır. Eğer cam ağır geliyorsa, paslanmaz çelik kutular harika bir alternatiftir. Hafiftir, kırılmaz ve makinede yıkanır. Dondurucuya yemek atarken bile cam kavanoz iş görür. Sadece ağzına kadar doldurmamaya dikkat edin, genleşince kırılmasın.
Streç film ve buzdolabı poşeti yerine alternatifler
Bir kaseyi kapatmak için hemen streç filme sarılmak büyük kolaylık gibi durur. Ama o film bir kere iş görüp çöpe gider. Bunun yerine balmumu kumaşlar harika iş çıkarır. Kendi elinizin ısısıyla kaseye yapışır, yıkanıp tekrar tekrar işe yarar. Ya da en basiti, kasenin üzerine bir tabak kapatın. Tencere kapaklarını, silikon kapakları değerlendirin. Sebzeleri poşetle dolaba tıkmak yerine nemli bir beze sarıp koyun. Yeşillikler böylece daha uzun süre taze kalır. Buzdolabı poşeti yerine, yıkanabilir kumaş keseler veya kilitli silikon torbalar seçebilirsiniz.
Banyo ve Kişisel Bakımda Doğallık
Banyolar içi dolu plastik şişelerle dolup taşar. Şampuanlar, duş jelleri, kremler… Hepsi bittiğinde geriye koca bir çöp yığını kalır. Kişisel bakımda atıksız yaşam sandığınızdan daha keyiflidir.
Katı sabun ve şampuanlara dönüş
Sıvı sabunlar ve şampuanlar büyük plastik şişelerde satılır. Oysa katı sabunlar sadece kağıda sarılı gelir. Saç için özel üretilen katı şampuanlar çok iyi köpürür ve saçı temizler. Vücut için de mis kokulu doğal sabunlar varken, plastik şişedeki jelleri eve sokmaya gerek yok. Katı ürünler seyahatte de dökülme derdi olmadan taşınır. Banyoda yer kaplamaz, bittiğinde geriye çöp bırakmaz. Cildiniz kimyasallardan uzak kalır, nefes alır.
Diş fırçası ve tıraş bıçağı seçimi
Diş hekimleri fırçaların sık değişmesini söyler. Her üç ayda bir, eski plastik fırçayı çöpe atarız. Bunlar doğada yüzlerce yıl erimez. Bunun yerine bambu diş fırçası tercih edin. Sapı tahta olduğu için doğaya karışır, sadece kıllarını koparıp atmanız gerekir. Tıraş bıçaklarında da durum aynı. Kullan-at bıçaklar yerine, sadece jileti değişen klasik metal tıraş makineleri ömürlüktür. Dedelerimizin tıraş setleri hem daha iyi tıraş eder hem de hiç çöp çıkarmaz. Bir kere alınır, evladiyelik olur.
Dışarıda ve Sosyal Hayatta Plastikten Kaçış
Evde kontrol sizde ama dışarı çıkınca işler değişir. Kafeler, restoranlar tek kullanımlık ürünlerle doludur. Hazırlıklı olursanız bu tuzağa düşmezsiniz. Çantanızda taşıyacağınız birkaç ufak parça, gün boyu çöp çıkarmanızı engeller.
Su matarası ve termos taşıma
Susayınca hemen bir markete girip pet şişe su almak en kolayıdır. Ama o şişeler dağ gibi birikir. Kendi çelik mataranızı yanınızda taşıyın. Sabah evden çıkarken doldurun. Gün içinde sebillerden veya arıtıcılardan takviye yaparsınız. Kahve seviyorsanız, bir termos edinmek şart. Karton bardakların içi de ince bir plastik tabakayla kaplıdır, geri dönüşmezler. Kendi termosunuzu uzatınca kahveci de geri çevirmez. Hatta bazı yerler indirim bile yapar. İçeceğiniz hem sıcak kalır hem de eliniz yanmaz.
Pipet ve tek kullanımlık çatallara veda
Soğuk bir içecek sipariş edince yanında hemen pipet gelir. “Pipetsiz olsun” demeyi alışkanlık haline getirin. Eğer pipetsiz içemiyorsanız, cam veya metal pipetlerden birini çantanıza atın. Yemek siparişi verirken not düşün: “Plastik çatal bıçak istemiyorum.” Ofiste çekmecenizde gerçek bir kaşık çatal dursun. Pikniğe giderken evdeki tabakları götürün. Yıkayıp geri getirmek, o plastik yığınını doğaya bırakmaktan çok daha iyidir. Tek kullanımlık plastikler sadece beş dakika iş görür ama yüzyıllarca kirlilik yaratır.
Giyim ve Tekstilde Plastik Tehlikesi
Giysilerin plastikle ne ilgisi var demeyin. Polyester, akrilik, naylon gibi kumaşlar aslında plastiktir. Bu giysiler her yıkandığında suya mikroplastik döker. Gözle görülmeyen bu parçalar denizlere karışır, balıklar yer, sonra bizim soframıza gelir.
Doğal kumaşlara yönelim
Kıyafet alırken etiketini okuyun. Pamuk, keten, yün gibi doğal ipliklerden dokunmuş kumaşları seçin. Bu kumaşlar terletmez, cilde dosttur. Sentetik kıyafetler ise derinin nefes almasını keser. Fiyatı uygun diye aldığınız o naylon karışımlı kazaklar, birkaç yıkamada tüylenir, bozulur. Doğal kumaşlar ise eskidikçe güzelleşir. Daha az kıyafet alın ama özünü bildiğiniz, kaliteli parçalar olsun. Dolabınız sadeleşir, kafanız rahatlar.
Çamaşır yıkarken dikkat edilecekler
Eldeki sentetik kıyafetleri hemen atmayın tabii. Ama onları yıkarken dikkatli olun. Düşük sıcaklıkta ve kısa programda yıkamak, kopan elyaf sayısını düşürür. Çamaşır makinesi tam dolmadan çalıştırmayın. Sürtünme azaldıkça kıyafetler daha az yıpranır. Piyasada bu mikroplastikleri tutan özel yıkama torbaları var. Bunlardan edinmek, sulara karışan kirliliği bir nebze tutar.
Plastiksiz bir yaşam bir günde kurulmaz. Adım adım ilerlemek gerekir. Kendinizi sıkmadan, yapabileceğiniz en basit şeyden başlayın. Bir gün bez çanta alırsınız, diğer gün matara. Zamanla bakarsınız ki etrafınızdaki plastikler azalmış. Çöp kutunuz eskisi kadar hızlı dolmuyor. Eviniz daha ferah, vicdanınız daha rahat. Doğaya, toprağa, suya borcumuz var. Bu borcu, yükümüzü hafifleterek öderiz. Unutmayın, her reddedilen pipet, her alınmayan poşet, yarınlar için temiz bir nefes demektir.

